The sticky post should be distinctly recognizable in some way in comparison to normal posts. You can style the .sticky class if you are using the post_class() function to generate your post classes, which is a best practice.
They should show at the very top of the blog index page, even though they could be several posts back chronologically.
They should still show up again in their chronologically correct postion in time, but without the sticky indicator.
If you have a plugin or widget that lists popular posts or comments, make sure that this sticky post is not always at the top of those lists unless it really is popular.
Pek çoğumuzun tatil dönüşlerinde baharında gelmesi ile enerjimizin düşmesiyle girdiğimiz bahar depresyonu bahar yorgunlukları ile başa çıkmak yine beslenmeden geçiyor. Bununla başa çıkmak için beslenmeniz ile ilgili aşağıdaki düzenlemeleri yaparak başlayabilirsiniz.
Abur cubur gıdaları mümkün olduğunca evinizden uzak tutun. Evde göz önünde olması ya da ulaşılabilir olması hissi ve içeride dolapta olduğunu biliyor olmanız yeme sürekliliğinizi arttıracaktır. Bu durum kışkırtıcı olabilir.
Formunu koruyan ve sağlıklı pek çok insan ne olursa olsun aktiftir. “İşler çok yoğun” veya “bugün hava kötü ” gibi bahanelerin tersine, aktif kalmak için mutlaka bir ara yol bulurlar. Aktif olmak için çözümler üretin bahaneniz hareket etmek olsun. Oturduğunuz apartmanın etrafında birkaç tur atın, merdivenlerden inip çıkın, sabah kalktığınızda ilk işiniz dişinizi fırçalarken poponuzu kasıp bırakmanız olsun.
Küçük kaçamaklar yapmaktan korkmayın. Sizi mutlu edecek sağlıksız olduğunu düşündüğünüz şeyleri yemekten korkmayın. Yerken sanki bir daha hiçbir zaman yemeyecekmişçesine hızlı tüketmek yerine yavaş yavaş keyfine vara vara tadını çıkartarak yiyin. Küçük bir dilim pasta yemek suçluluk hissi yaratmamalıdır. Aksine beslenmede yapılan küçük değişiklikler motivasyonun devam etmesine yardımcı olacaktır.
Formunu koruyan insanların yakıtı sağlıklı gıdalardır. Diyet yapmaz; dengeli beslenmeye önem verirler. Mutlaka düzenli bir beslenme ve egzersiz programları vardır. Formunu koruyan kişiler tıka basa yemek yemezler. Tabaklarına ölçülü yemek koyar ya da kendilerine sunulan her şeyi yemek zorunda olmadıklarını bilirler. Continue reading “Bahar Yorgunluğunu Atlatmak İçin Ne Yenmeli Ne Yapılmalı”→
Açlığın gerçek nedenini belirlemek gereksiz kalori alımını azaltır. Bu durumda kendinizi iyi değerlendirmeniz gerekir. Açlığınız fizyolojik mi yoksa psikolojik mi?
Fizyolojik açlıkta kan şekeriniz düşmüştür çünkü ara öğün atlamışsınızdır ya da bir önceki öğünde yeterli besin alınmadığı için ya da aşırı şekerli besin tüketildiği için fizyolojik yanş gerçek bir açlık yaşıyorsunuzdur. Bunu engellemenin yolu ise sizin için planlanan beslenme programındaki öğünlere uygun olarak beslenmeniz ve yeterince besin alarak diğer öğündeki aşırı açlığı engellemenizdir. Açlık metabolizmasını bozan bir diğer faktör ise hipoglisemidir. Aniden acıkıyorsanız, doymuyorsanız, açlık sonuncunda titreme, terleme gibi belirtiler oluşuyorsa mutlaka bir endokrin ya da dahiliye uzmanına göründükten ve gerekli kan testlerinizi ve tedavi protokolünüzü aldıktan sonra bir beslenme uzmanına gitmeniz gerekmektedir. Doğru tedavi yöntemi ile alacağınız önlemler sonucunda fizyolojik açlık engellenebilir hale gelecektir.
Psikolojik açlık ise yeme alışkanlığıyla, anlık duygu değişiklikleriyle ilgilidir. Birinci psikolojik etki alışkanlığınız olmayan bir uygulamanın alışkanlık haline gelip, vazgeçilmez hale gelmesi ile oluşur. Birnevi bağımlılık. Bunun farkına vararak önlemek ise aslında düşündüğünüz kadar zor değil sadece biraz sabır gerekiyor. Bir kaç kere kendinizi durdurabildiğinizde diğer öğünde o uygulamadan vazgeçebildiğinizi görebilirsiniz. Örneğin yemeklerden sonra tatlı yemek bir alışkanlıktır yani sonradan edinilmiştir. Bunu canınızın istemesi o besine vücudunuzun ihtiyacı olduğu anlamına gelmez. Tabi ki tamamen sevdiğiniz şeylerden vazgeçeceksiniz demek değil ancak ölçüyü kaçırmamak önemli bu durumda. Tamamen hayatınızdan çıakrmak ise daha cezbedici olacağından daha tehlikeli bir hal alır ve yeme ataklarınızı tetikler. İkinci psikolojik etki ise anlık duygu değişiklikleridir. Sevinç, heyecan, üzüntü, kaygı gibi duygu değişikliklerinde tüketilen yağlı ve şekerli besinler diyetin tamamen bırakılarak kiloların tekrar alınmasına neden olur. Yeme isteğinizin duygu değişikliklerinden kaynaklandığını kabul ederseniz bu durumun geçici olduğunu da bilirsiniz ve sağlıklı bir şekilde yolunuza devam edebilirsiniz. Kaldı ki sağlıklı beslenme kurallarına aykırı davranmış bile olsanız burada yapacağınız en kötü şey nasıl olsa yedim diyerek yemeye devam etmenizdir. Hemen kendinizi toplayarak eski beslenme düzenine geçmeniz sık olmamak şartıyla vazgeçmenizden daha fazla zarar vermez.
İmmün sistem olarak da bildiğimizi bağışıklık sistemi vücudun savunma mekanizmasını oluşturur. Vücudumuzu bakteri, virüs ve hastalık yapıcı mikroorganizmalara karşı korur. Bağışıklık sistemi hastalıklara karşı bir kalkan oluşturur. Bu sistem karmaşık ve bir o kadar da kompleks bir yapıdır. Bu sebep ile de bağışıklık sistemi ile beslenme arasındaki ilişkiyi saptamak için derin araştırmalar yapılmıştır.
Enerji alımı dengesizliği bağışıklık sistemini etkiler:
Yapılana araştırmalarda enerji alımının bağışıklık sistemi ile yakından ilişkili olduğu bulunmuştur. Yetersiz beslenen kişilerin enfeksiyonlara yakalanma riskinin daha yüksek olduğu ve bağışıklık sistemlerinin daha zayıf olduğu görülmüştür. Aynı şekilde fazla enerji alımı da bağışıklık sistemini tehlikeye sokar.
Diyetin yağ içeriği de immün sisteme etki eder:
Kilo kontrolünde diyetteki azaltılan yağ bağışıklık sisteminin çalışmasına etki etmektedir. Besinler ile alınan yüksek yağ bağışıklık sistemini baskılayarak enfeksiyon riskini arttır. Bu sebeple diyetteki yağ içeriğini azaltmak bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Ancak tek başına alınan yağı azaltmak doğru bir uygulama değildir. Tüketim miktarından çok tüketilen yağın cinsi önem taşımaktadır. Diyet içeriğine omega yağ asitlerini ilave etmek gereklidir.
Probiyotik ve prebiyotik besinler immün sistemi destekler:
Yoğurt ve kefir gibi fermente süt ürünlerinin düzenli tüketimi bağırsak florasını güçlendirerek bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Sindirim sistemimiz dış dünya ile vücudumuz arasında bağışıklık sistemini koruyan bir bariyer görevi görür. Sindirim sistemi vücudumuzun iç derisi gibidir. Ancak vücudumuzu dış organizmalara karşı koruyan derimizden 150 kat daha fazla katmana sahiptir. Alkol ve bazı ilaçlar sindirim sistemine zara vererek bağışıklık sistemini zayıflatabilir. Besinler ile alınan fosfotidilkolin veya onun ön maddesi kolin sindirim sitemi bariyerini destekleyerek immün sistemin güçlendirilmesine yardımcı olur.
Fosfotidilkolin içeren besinler: Karnabahar ve marul gibi sebzelerde kolin olarak, tam tahıllı besinlerde, soya, et, yumurta ve karaciğerde bulunur.
Meyve ve sebzeler bağışıklık sistemin güçlendirir:
Meyve ve sebzelerden zengin bir beslenme tarzı vücuda alınan antioksidan miktarını arttırdığı için bağışıklık sistemini destekler. Vücudun savunma mekanizmasına katkı sağlar. Üç temel antioksidan olan C vitamini, beta karoten ve E vitamini içeren besinlere beslenmemizde yer vermek yine bağışıklık sistemin desteklenmesine katkı sağlayacaktır. Renkli bir beslenme tarzını benimsemek alınan vitamin ve mineral miktarını arttıracaktır. Meyve ve sebze tercihlerinizi yaparken kırmızı, sarı, mor, yeşil ve turuncu besinleri karıştırarak tüketmeniz daha sağlıklı bir beslenme öğünü oluşturmanıza dolayısı ile de daha fazla miktarda vitamin ve minerali vücudunuza almanıza yardımcı olacaktır. Sebze ve meyveler içeriğinde bulunan zengin vitamin ve mineral kaynakları nedeni ile iyi birer antioksidanlardır. Vitaminler haricinde yüksek miktarda antioksdan özelik gösteren minerallerin başında ise selenyum ve çinko gelir. Bazı vitamin ve minerallerin bulunduğu sebze ve meyveleri aşağıda bulmanız mümkün.
Beta karoten içeren besinler: Brokoli, kayısı, kuşkonmaz, pancar, havuç, yeşil biber, şeftali, pembe greyfurt, domates, karpuz, tatlı patates, kavun, mısır, lahana, şalgam, kabak, ıspanak, mandalina.
C vitamini içeren besinler: Çilek, brokoli, brüksel lahanası, kavun, karnabahar, greyfurt, kivi, mango, portakal, papaya, domates.
E vitamini içeren besinler: Brokoli, havuç, pazı, şalgam, kabak, ıspanak, papaya, fındık, ay çekirdeği.
Çinko içeren besinler: İstiridye, deniz ürünleri, fındık, tam tahıllı ürünler.
Selenyum içeren besinler: Ton balığı, fındık, tam tahıllı ürünler.
Bağışıklık sistemi yaşın ilerlemesi ile zayıflar:
Yapılan son çalışmalarda yaşlılık ile düşük kalori alımına ve yetersiz beslenmeye bağlı olarak bağışıklık sisteminin zayıfladığı bulunmuştur. Bağışıklık sistemi büyük bir orkestra gibidir. Bu orkestradan güzel bir müzik çıkmasını sağlayan pek çok enstrüman bulunur. Her birinin güzel ses çıkarması gerekir. Bağışıklık sistemi de kendisine bağlı birçok faktörü kapsar. Yaş faktörü de bunların içinde önemli bir etkendir.
Posalı beslenmek bağışıklık sistemini güçlendirir:
Posalı besinler sindirim sistemi boyunca vücuttan toksin maddelerin uzaklaştırılmasında ve mukozanın iyileştirilmesinde etkinlik gösterdiği için bağışıklık sistemini güçlendirir.
Bağışıklık sistemi alerjik durumlarda zayıflar:
Bağışıklık sitemi sadece bakteri, virüs ve hasta yapıcı mikroorganizmalara karşı savaşmaz. Aynı zamanda vücutta gelişen alerjik durumlarda da etkinlik gösterir ve zayıflar. Son dönemlerde yaygınlık gösteren alerjik reaksiyonlar dönemsel olarak kendini göstermektedir. Alerjik reaksiyonlar çoğunlukla süt ürünlerine, çilekgil meyvelere ve sert kabuklu yemişlere karşı oluşur. Bu alerjik durum saptandığında beslenmemizden bu besinleri kısa süreli uzaklaştırarak bağışıklık sistemini güçlendirebiliriz.
D vitamini eksikliği bağışıklık sistemini zayıflatır:
Yapılan araştırmalarda D vitamini düşük olan bireylerin enfeksiyonlara yakalanma oranının daha yüksek olduğu saptanmıştır. D vitamininin birinci kaynağı olan güneşten yaz aylarında mümkün olduğunca faydalanmak gerekmektedir. D vitamini düzeyinin sınırın altında olması durumunda suplement desteği alınmalıdır. Bunun dışında D vitamini ile zenginleştirilmiş sütler, yumurta, morina balığı, karides, balık karaciğeri de D vitamini açısından zengin besinlerdir.
Özetlemek gerekirse;
Kış aylarında zayıflayan bağışıklık sistemini güçlendirmek için öncelikli olarak yeterli ve dengeli beslenmek gerekir.
Beslenmenizde meyve ve sebzelere mümkün olduğunca yer vermek alacağınız antioksidan miktarını arttırarak bağışıklık sisteminizi güçlendirecektir.
Diyetteki yağ tüketimini sınırlayarak daha çok miktarda omega yağ asitlerini içeren fındık, ceviz, keten tohumu, badem gibi ara öğün alternatiflerini tüketerek de bağışıklık sisteminizi güçlendirebilirsiniz.
Ana öğünlerinizde sebze yemeklerinizin yanında tüketeceğiniz yoğurt bağırsak florasını destekleyerek bağışıklık sistemini güçlendirmenize yardımcı olacaktır.
Sağlıklı bir yaşam için fiziksel aktivite ve sporda kaçınılmazdır.
Orkestranın en önemli enstrümanlarından biri olan sporu düzenli olarak yapmanız da bağışıklık sisteminizi güçlendirerek vücudunuzu hastalıklara karşı koruyacaktır.
People think focus means saying yes to the thing you’ve got to focus on. But that’s not what it means at all. It means saying no to the hundred other good ideas that there are. You have to pick carefully. I’m actually as proud of the things we haven’t done as the things I have done. Innovation is saying no to 1,000 things.
Steve Jobs – Apple Worldwide Developers’ Conference, 1997
These tests are a big deal, but this tag is no longer supported in HTML5.
Cite Tag
“Code is poetry.” —Automattic
Code Tag
You will learn later on in these tests that word-wrap: break-word; will be your best friend.
Delete Tag
This tag will let you strikeout text, but this tag is no longer supported in HTML5 (use the <strike> instead).
Emphasize Tag
The emphasize tag should italicize text.
Insert Tag
This tag should denote inserted text.
Keyboard Tag
This scarcely known tag emulates keyboard text, which is usually styled like the <code> tag.
Preformatted Tag
This tag styles large blocks of code.
.post-title {
margin: 0 0 5px;
font-weight: bold;
font-size: 38px;
line-height: 1.2;
and here's a line of some really, really, really, really long text, just to see how the PRE tag handles it and to find out how it overflows;
}
Welcome to image alignment! The best way to demonstrate the ebb and flow of the various image positioning options is to nestle them snuggly among an ocean of words. Grab a paddle and let’s get started.
On the topic of alignment, it should be noted that users can choose from the options of None, Left, Right, and Center. In addition, they also get the options of Thumbnail, Medium, Large & Fullsize.
The image above happens to be centered.
The rest of this paragraph is filler for the sake of seeing the text wrap around the 150×150 image, which is left aligned.
As you can see the should be some space above, below, and to the right of the image. The text should not be creeping on the image. Creeping is just not right. Images need breathing room too. Let them speak like you words. Let them do their jobs without any hassle from the text. In about one more sentence here, we’ll see that the text moves from the right of the image down below the image in seamless transition. Again, letting the do it’s thang. Mission accomplished!
And now for a massively large image. It also has no alignment.
The image above, though 1200px wide, should not overflow the content area. It should remain contained with no visible disruption to the flow of content.
And now we’re going to shift things to the right align. Again, there should be plenty of room above, below, and to the left of the image. Just look at him there… Hey guy! Way to rock that right side. I don’t care what the left aligned image says, you look great. Don’t let anyone else tell you differently.
In just a bit here, you should see the text start to wrap below the right aligned image and settle in nicely. There should still be plenty of room and everything should be sitting pretty. Yeah… Just like that. It never felt so good to be right.
And just when you thought we were done, we’re going to do them all over again with captions!
The image above happens to be centered. The caption also has a link in it, just to see if it does anything funky.
Itty-bitty caption.
The rest of this paragraph is filler for the sake of seeing the text wrap around the 150×150 image, which is left aligned.
As you can see the should be some space above, below, and to the right of the image. The text should not be creeping on the image. Creeping is just not right. Images need breathing room too. Let them speak like you words. Let them do their jobs without any hassle from the text. In about one more sentence here, we’ll see that the text moves from the right of the image down below the image in seamless transition. Again, letting the do it’s thang. Mission accomplished!
And now for a massively large image. It also has no alignment.
Massive image comment for your eyeballs.
The image above, though 1200px wide, should not overflow the content area. It should remain contained with no visible disruption to the flow of content.
Feels good to be right all the time.
And now we’re going to shift things to the right align. Again, there should be plenty of room above, below, and to the left of the image. Just look at him there… Hey guy! Way to rock that right side. I don’t care what the left aligned image says, you look great. Don’t let anyone else tell you differently.
In just a bit here, you should see the text start to wrap below the right aligned image and settle in nicely. There should still be plenty of room and everything should be sitting pretty. Yeah… Just like that. It never felt so good to be right.
And that’s a wrap, yo! You survived the tumultuous waters of alignment. Image alignment achievement unlocked!
This is a paragraph. It should not have any alignment of any kind. It should just flow like you would normally expect. Nothing fancy. Just straight up text, free flowing, with love. Completely neutral and not picking a side or sitting on the fence. It just is. It just freaking is. It likes where it is. It does not feel compelled to pick a side. Leave him be. It will just be better that way. Trust me.
Left Align
This is a paragraph. It is left aligned. Because of this, it is a bit more liberal in it’s views. It’s favorite color is green. Left align tends to be more eco-friendly, but it provides no concrete evidence that it really is. Even though it likes share the wealth evenly, it leaves the equal distribution up to justified alignment.
Center Align
This is a paragraph. It is center aligned. Center is, but nature, a fence sitter. A flip flopper. It has a difficult time making up its mind. It wants to pick a side. Really, it does. It has the best intentions, but it tends to complicate matters more than help. The best you can do is try to win it over and hope for the best. I hear center align does take bribes.
Right Align
This is a paragraph. It is right aligned. It is a bit more conservative in it’s views. It’s prefers to not be told what to do or how to do it. Right align totally owns a slew of guns and loves to head to the range for some practice. Which is cool and all. I mean, it’s a pretty good shot from at least four or five football fields away. Dead on. So boss.
Justify Align
This is a paragraph. It is justify aligned. It gets really mad when people associate it with Justin Timberlake. Typically, justified is pretty straight laced. It likes everything to be in it’s place and not all cattywampus like the rest of the aligns. I am not saying that makes it better than the rest of the aligns, but it does tend to put off more of an elitist attitude.
Putting special characters in the title should have no adverse effect on the layout or functionality.
Special characters in the post title have been known to cause issues with JavaScript when it is minified, especially in the admin when editing the post itself (ie. issues with metaboxes, media upload, etc.).
Latin Character Tests
This is a test to see if the fonts used in this theme support basic Latin characters.